Yeni bir teoriye göre tüm evren, Büyük Patlama‘nın yaşandığı tarihte kendi yapısını bozmuş bir kara deliğin içinde bulunuyor olabilir.
Devasa bir evrenin içinde yaşıyoruz. Milyarlarca ışık yılı ötede yer alan galaksileri, yıldızları ve diğer gök cisimlerini inceliyor, kendi evrenimizin yapısı ve doğumu hakkında bilgiler edinmeye çalışıyoruz. Ancak evrenin karmaşık ve büyük yapısına kıyasla son derece kısıtlı ve yetersiz olan teknolojimiz, aklımızın almayacağı büyüklükteki bu yapının nasıl oluştuğu konusunda bize net bir bilgi sunabilmiş değil. Bugüne dek evrenin oluşumunu farklı şekillerde açıklayan birçok teori ortaya atıldı, fakat bunlardan en çok rağbet göreni ve mevcut bilgilerimizle uyumluluk göstereni Büyük Patlama.
Büyük Patlama, evrenin son derece güçlü bir “patlama” ile oluştuğunu ve patlama sonucunda giderek genişlediğini ileri sürer. Fakat bu teoride tam olarak neyin patladığı, nasıl patladığı ve ne zaman patladığı (evrenin yaşını en eski yıldızları gözlemleyerek öğreniriz) açıklanmaz. Bazı bilim insanları, bu teorideki boşlukları ve evren içerisindeki en gizemli yapılar (kara delikler) hakkındaki bilgilerimizi kullanarak tüm evrenin devasa bir kara delik içerisinde bulunduğunu öne süren, müthiş bir teori oluşturdu. “Kara delik kozmolojisi” olarak isimlendirilen bu teori, çok fazla büyümesinin ardından tekilliğini kaybetmiş bir kara deliğin büyük patlamaya neden olduğu üzerine kurulu.
New Haven Üniversitesi’nden Dr. Nikodem Poplawski, kara delik kozmolojisinin savunucularından birisi. Dr. Poplawski, fizik kurallarını yok sayacak kadar büyük kütleye sahip olan kara deliklerin bir noktadan sonra tekilliğini yitirebileceğine inanıyor. Teoriye göre bunun gerçekleşmesi için söz konusu olan kara deliğin çok büyük boyutlara ulaşması ve akıl almaz gücüyle kendi tekilliğini bile yok etmesi gerekli.
Evren “Büyük Sıçrama” sayesinde mi oluştu?
Dr. Poplawski, Mother Nature Network’e verdiği röportajda kara deliklerin ışık hızına yakın dönme hızının, ürettiği çekim gücünün ve karmaşık yapısının bir noktadan sonra kendini bile etkileyebileceğini, bu şekilde tekilliğin ortadan kalkmış olabileceğini dile getirdi. Tekilliğin ortadan kalkması, kara delik tarafından yutulan ve tek bir boyuta indirgenen tüm maddelerin kara delik içerisinde bir anda yeniden üç boyutlu form kazanmasına olanak sundu. Bu olay da Dr. Poplaswki’ye göre “büyük patlama” değil, “büyük sıçrama” olarak isimlendirilmeli.
Teoriyi desteklediğini açık bir şekilde belirtmemesine karşın Dr. Michio Kaku da “büyük patlama” isminde bazı hataların mevcut olduğunu ve evrenin oluşumunun, kara delik kozmolojisinde bahsedildiği gibi ani bir genişlemeden (sıçramadan) ibaret olduğunu belirtti. Dr. Kaku, Big Think’e verdiği röportajda şunları söyledi:
“Büyük Patlama, isminden anlaşılanın aksine büyük değildi ve herhangi bir patlama yaşanmamıştı. Bu teori neyin patladığı, ne zaman patladığı ve nasıl patladığı hakkında hiçbir bilgi içermiyor.”
Her kara delik içerisinde bir evren mevcut olabilir
Büyük Sıçrama, kara deliklerin kendi evrenlerini oluşturabilecek potansiyele sahip olduğunu destekleyen teorilerin de ortaya atılmasına katkı sağlamıştır. Bu teoriler, çekim güçleri ve büyüklükleri evreni oluşturduğu düşünülen kara deliğe kıyasla çok daha küçük olmasına rağmen gözlemlediğimiz kara delikler içerisinde de evrenlerin bulunabileceğini savunur. Bu açıdan Büyük Sıçrama’nın Çoklu Evren Teorisi ile bir bağlantısı olduğundan söz edilebilir.
Bazı uyuşmazlıklar da mevcut
Maalesef Büyük Sıçrama’da da birkaç kafa karıştırıcı nokta mevcut. Büyük Patlama’nın geçerliliğini kabul etmeyen bazı bilim insanları, tekillikten üç boyutlu maddenin oluşmasının pek mümkün olmadığını düşünüyor. Büyük Sıçrama’da da maddenin bu şekilde meydana geldiği düşünülüyor.
Akıl erdirilmesi zor olan bir diğer nokta da evrenimizin kara deliğin hangi noktasında bulunduğuyla alakalı. Teoriyi destekleyen bazı isimler kara deliğin olay ufkunda bulunduğumuzu öne sürüyor. Üç boyutlu evren içerisindeki kara deliklerin iki boyutlu olay ufkuna sahip olduğu biliniyor. Bu bilgiden yola çıkarak üç boyutlu evrenimizin, dört boyutlu bir evren içerisindeki kara delikte olduğu söylenebilir. Dört boyutlu bir evrenin teoriye dahil olması, mevcut bilgimizle bu teoriyi daha fazla geliştirmemizi maalesef oldukça zorlaştırıyor.
Yorum bırakın