Senato karşısında ifade veren Mark Zuckerberg, Facebook ile ilgili üç önemli soruya kaçamak cevaplar verdi. O soruları sizler için derledik.
Cambridge Analytica skandalından sonra kullanıcı gizliliğini hiçe saymasıyla ön plana çıkan Facebook, bir süredir yetkililerin sıkı denetimi altında. Buna rağmen kullanıcılarının gizliliğini tehlikeye sokacak teknolojiler üzerinde çalışmaya devam eden ve kullanıcı verilerini şirketlerle paylaştığını itiraf eden Facebook, sosyal paylaşım platformunun çalışma şeklini tüm detaylarıyla ortaya koyacak bilgileri paylaşmaktan çekiniyor. Şirketin CEO’su Mark Zuckerberg, Senato’ya ifade verirken yalnızca yüzeysel soruları cevaplamış ve böylesine basit sorulardan bile bazılarına kaçamak cevaplar vermişti. Bu önemli sorulara cevap vermemesiye birçok kişiden tepki gören Zuckerberg, konu hakkındaki sessizliği koruyor ve bu tutumu şüphelere neden oluyor.
Kullanıcılar açısından son derece önemli olan bu sorulardan üç tanesini sizler için derledik. İşte Facebook’un cevaplamayı “reddettiği” sorular:
Kullanıcı verilerini paylaştığı için engellenen diğer uygulamalar neler?
Facebook, Cambridge Analytica’dan sonra uygulamaların birçok kullanıcı verisine erişebildiğini fark etmiş, bu konuda bazı düzenlemeler yapmıştı. Geçmiş senelerde bu gibi durumlara müdahale ettiklerini ve Cambridge Analytica’dan sonra benzer şekilde veri toplayan 200 uygulamayı da engellediğini belirten şirket, kullanıcılarıyla bu uygulamaların ismini paylaşmayı reddediyor. Şirketin böylesine önemli bir bilgiyi paylaşmaması, kullanıcılardan veri çalan uygulamaların hala veri toplamaya devam ettiği anlamına geliyor. Elbette Facebook da onları korumuş oluyor.
Cambridge Analytica, Rusya ile veri paylaşmış olabilir mi?
Cambridge Analytica’dan etkilenen kullanıcıların sayısı açıklandığında, yaklaşık 70 milyon ABD vatandaşının gizliliğinin ihlal edildiği ortaya çıkmıştı. Bundan iki sene önce de Rusya tarafından desteklenen, seçimlere yönelik reklamların ve gönderilerin 126 milyon ABD vatandaşına ulaştırıldığı açıklanmıştı. Kullanım deneyimini olumsuz etkileyen bu iki olay, Rusya ve Cambridge Analytica arasında bir veri paylaşımı yapılıp yapılmadığını düşündürüyor. Zuckerberg, reklam vermek için kullanılan verilerle Cambridge Analytica tarafından elde edilen veriler arasında bir benzerlik olup olmadığını araştırdıklarını söyledi.
Facebook, vatandaşları ‘fişlemek’ adına kullanılıyor olabilir mi?
Facebook’un cevaplamayı reddettiği sorulardan birisi de, belki de en önemlisi, fişleme konusu. Gizlilik ihlallerinden, sosyal paylaşım platformunun vatandaşlar hakkında bilgi edinmek amacıyla kullanılabildiği anlaşılıyor. Örneğin ABD’yi ele alalım. Rusya, reklamlar vererek hem 126 milyon ABD vatandaşına ulaşmayı, hem de onlar hakkında bilgi edinmeyi başarmıştı. Buna ek olarak Cambridge Analytica’dan da kullanıcı bilgilerini aldığı düşünülürse, Rusya’nın elinde 200 milyondan fazla ABD vatandaşının verisi bulunuyor demektir. Brexit oylamasında da Facebook üzerinden propagandanın yapıldığı iddialarının ortaya atılması, reklam verenlerin ve uygulama sahiplerinin kullanıcı verilerine erişebildiğini, hatta bu verilerle fişleme yapabildiğini gösteriyor.
Mark Zuckerberg yalan mı söylüyor?
Cevabı merak edilen tüm bu soruların yanı sıra Zuckerberg’ün birçok konuda yalan söylediği düşünülüyor. Senato’nun sorularını cevaplayan CEO, birkaç defa şirketlere veri satmadıklarını belirtmesine rağmen, söylenenin aksine veri sattıkları ortaya çıkmıştı. Bazı kaynaklar, Zuckerberg’ün Senato üyelerine rüşvet verdiğini ve planlı bir şekilde yeminli ifadeye çağrılmadığını ileri sürüyor. Eğer yeminli bir ifadeye çağrılsaydı ve yalan söylediği ortaya çıksaydı, kanunen hapis cezasına çarptırılması gerekliydi.