Akıllı telefonların ortaya çıkmasından kısa bir süre sonra çıkarılabilir batarya kullanan cihazlara veda ettik. Bataryanın kolay değiştirilebilmesi ve şarj edilebilmesi açısından son derece yararlı olan bu özellik, neden birden tarihe karıştı? Tüm detaylar yazımızda.
Katlarca yükseklikten düşmelerine rağmen sağlam kalmalarını sağlayan dayanıklılıkları, günlerce şarj edilmemelerine rağmen saatlerce oyun oynama imkanı sunan batarya kapasiteleri ve elbette ucuz, kolayca çıkarılıp takılabilen (aynı zamanda değiştirilebilen) parçalarıyla eski telefonları sıklıkla andığımız zamanlar oluyor. Akıllı telefonların arka arkaya sorunlar yaşadığı bu günlerde daha sık yâd ettiğimiz eski telefonlar, akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla birlikte bir anda piyasadan silindi ve arkalarında bıraktıkları miras da her yeni modelde biraz daha tarihe gömüldü. Bugünlerde gündemde yer alan Apple haberlerinden de anlaşılabildiği gibi akıllı telefonların tarihe gömdüğü özelliklerden birisi de çıkarılabilir telefon bataryaları.
Son derece rahat ve kullanışlı olmalarına rağmen çıkarılabilir telefon bataryaları, bugün neredeyse hiçbir akıllı telefon modelinde bulunmuyor. Peki bunun nedenini hiç düşündünüz mü? Daha fazla batarya kapasitesi, akıllı telefon fiyatları veya daha fazla telefon aldırma uğraşı olabilir mi? Bu yazımızda çıkarılabilir bataryaların neden günümüz teknolojisiyle üretilen akıllı telefonlarda yer bulamadığından detaylarıyla bahsettik. Eğer yazıyı çok uzun bulduysanız ve detaylara takılmadan asıl nedenleri öğrenmek istiyorsanız, en son kısımda yer alan “ÖZET” başlığına göz atabilirsiniz. İşte o nedenler:
Akıllı telefonun tasarım kalitesi
Çıkarılabilir bataryaya sahip olan telefonları (veya akıllı telefonları) kontrol ederseniz, bu cihazların arka kapaklarının dayanıksız, esnek bir malzemeden üretildiğini fark edersiniz. Bunun nedeni bataryayı çıkarmak isteyen kullanıcıya kolaylık sağlamak ve batarya çıkarıldığı sırada arka kapağın veya kapağı tutan pimlerin kırılmasını önlemektir. Yani çıkarılabilir bataryaya sahip olan telefonlarda arka kapak, kullanım kolaylığı açısından hem dayanıksız, hem de ucuz malzemeden üretilmiştir. Samsung’un Galaxy S5 ve Galaxy Note 4 modelleri bu sorunun yaşandığı modeller arasında yer alıyor. Güney Koreli üretici, çıkarılabilir batarya kullanmak için çok fazla şeyden taviz verdiğini fark edince sabit batarya teknolojisini kullanmaya başladı. Elbette ucuz malzeme sorununa çözüm bulmuş modeller de mevcut ve LG G5 bunlardan birisi. Metal ve camın birlikte kullanıldığı akıllı telefon, çıkarılabilir bataryası olmasına rağmen oldukça şık bir tasarıma sahip. Ancak G5 kullanıcılarının da kabul ettiği gibi bu tasarım ve kullanılan malzemeler cihazın dayanıklılığını büyük oranda aşağı çekmiş. Yani her iki örnekten de anlaşılabildiği gibi sabit bataryalar, kaliteli malzeme kullanımı ve dayanıklılık açısından son derece önemli.
Suya karşı dayanıklılık
Son yıllarda amiral gemilerinin olmazsa olmazları arasına suya karşı dayanıklılık özelliği de eklendi. Plajda, yağmur altında ve hatta duşta akıllı telefonların kullanımını mümkün kılan bu müthiş özellik, çıkarılabilir bataryaların geride bırakılmış olmasının başlıca nedenlerinden bir tanesi. Çıkarılabilir bataryalar, yapılarından ötürü kolay bir şekilde açılabilen arka kapağa ve temas üzerinden güç akımını sağlayan telefon donanımlarına gereksinim duyuyor. Bu da suya karşı dayanıklı olmak üzere geliştirilen akıllı telefonların sabit bataryaya sahip olmasını zorunlu kılıyor. Suya karşı dayanıklılığın yanı sıra, çıkarılabilir bataryalı modellerin tozdan da zarar görebildiği biliniyor. Akıllı telefonlar aylar, seneler boyunca kullanıldığı sırada kıvrımlarında toz birikebiliyor ve bu toz cihazın iç kısımlarındaki donanımlara kadar nüfuz edebiliyor. Eski modellerde bazı durumlarda kamera lensiyle koruma camının arasına bile toz tanelerinin kaçtığı, fotoğrafların buna bağlı olarak bulanık çıktığı oluyordu. Böylesine minik bir etkenden ötürü binlerce lira ödeyerek satın alınan yeni telefonun kullanılamaz hale gelmesini kimse istemezdi elbette. O halde eski moda çıkarılabilir bataryayı bir kenara bırakmak, sabit bataryayı kullanmak şart.
Akıllı telefonun boyutu
Çıkarılabilir bataryalar, akıllı telefonun iç kısmında yer alan donanımlardan ayrı olarak koruyucu katmanlara ve bağlantılara sahip oldukları için, telefonun iç kısmındaki donanımların kısıtlı alana doğru bir şekilde yerleştirilmesini zorlaştırır. Bu nedenle akıllı telefonun çıkarılabilir bataryaya sahip olması yalnızca batarya kapasitesini ve boyutunu değil, aynı zamanda cihazda bulunan diğer donanımları da büyük oranda etkiler. Son yıllarda piyasaya sürülen akıllı telefonlarda çift arka kamera (ya da Huawei P20 modellerindeki gibi üç adet arka kamera), GPS, NFC, Bluetooth, çift SIM girişi ve çok daha fazla özelliğin mutlaka bulunduğunu görüyoruz. Uzun bir liste oluşturabilecek tüm bu özellikler, cihaz içerisinde bulunan ve yer kaplayan donanımlar sayesinde kullanılabiliyor. Benzer özelliklerin ne kadar fazla olduğu göz önünde bulundurulduğunda, sabit batarya kullanımıyla alandan tasarruf etmenin değeri de o kadar iyi anlaşılıyor.
Batarya kapasitesi
Bir önceki maddede bulunan bilgilerden de anlaşılabileceği gibi sabit bataryaların kapasitesi, çıkarılabilir bataryalara kıyasla çok daha fazla. Bunun en büyük nedeni bataryaların bağlantı noktasının olmaması. Sabit bataryaların kullanılması hem telefon içerisindeki donanımlardan, hem de bataryanın yapısından daha fazla alan tasarrufu yapılmasını sağlıyor. Sabit bataryanın kullanımıyla tasarruf edilen alanlara yeni donanımlar eklenebiliyor ve hatta daha büyük bataryalar sığdırılabiliyor. Güçlü işlemcilerin, parlak ekranların ve daha net çekim yapan kameraların büyük bataryalara ihtiyaç duyduğunu, batarya kapasitesindeki 100 mAh farkın bile akıllı telefonların şarj ömrüne birkaç saat daha eklediğini unutmamak gerekiyor. Yani bu açıdan da sabit batarya kullanımı kesinlikle daha etkili.
Sıra dışı batarya şekilleri
Eğer bir akıllı telefona çıkarılabilir batarya yerleştirmek istiyorsanız yalnızca cihazın tüm donanımlarını ve tasarımını değil, aynı zamanda batarya şeklini de değiştirmeniz gerekebilir. Eğer hem çıkarılabilir, hem de sabit bataryaları inceleme fırsatına eriştiyseniz sabit bataryanın daha ilginç bir şekle sahip olduğunu fark etmişsinizdir. Bunun nedeni, sabit bataryanın cihazın iç kısmındaki tüm boşluklardan yararlanma amacıyla tasarlanmış olmasıdır (örneğin iPhone modellerinin L şeklindeki bataryası). Çıkarılabilir bataryalar genellikle dörtgen ve üçgen şeklinde olur, böylece kullanıcılar hiçbir alete ihtiyaç duymadan bataryayı çıkarabilir. LG bu soruna çözüm sunmak için çıkarılabilir batarya kavramını bir üst seviyeye taşımıştı. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi bu da çıkarılabilir bataryaların yeniden hayata dönmesini sağlamadı.
Ve elbette: KAZANÇ
Sabit bataryaların çıkarılabilir olanlara kıyasla birçok teknik açıdan üstün olması, bu batarya teknolojisinin şirketlere kazanç sağlamak amacıyla kullanılamayacağı anlamına gelmiyor. Şirketler 20-30 liraya çıkarılabilir batarya satışı yapmaktansa kullanıcılarının telefonlarını servise göndermesini ve 100 ila 300 lira arasında değişen fiyatlar ödeyerek sadece yeni bir bataryaya sahip olmasını seviyor. Ayrıca bazı kullanıcıların bataryadan kaynaklı sorunları bahane ederek yeni cihaz satın almaya yöneldiği de bir gerçek. Her ay yeni telefon modellerinin tanıtıldığına şahit olduğumuz bu günlerde, şirketlerin müşterilerini elinde tutmak için bu tarz yollara başvurmayacağını düşünmek pek gerçekçi olmazdı.
ÖZET
Sabit bataryalar, çıkarılabilir bataryalara kıyasla daha dayanıklı, daha kullanışlı ve daha büyük kapasiteye sahip. Tüm bunların yanı sıra sabit bataryalara ödenen servis ücretleri, şirketlerin bu teknolojiyi sürekli kazanç sağlamak için etkili bir araç olarak kullanmasına olanak sunuyor.
Yorum bırakın